Edebiyat Öğretmeni
  OTOBİYOGRAFİ
 

OTOBİYOGRAFİ

 

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar

Yalnızlık, ölümün üvey kardeşi

Eve hep geç saatlerde gelen babaların ayakizlerinden yükselen buğu

Bir yaprağın dalına dokunamadığı yerde büyüyen boşluk

Ayışığında kaldırımları süpüren bir kadının ikide bir durup burnunu önlüğünün koluna silmesi

Gibi boğuk, gibi çıldırtıcı, gibi silik

 

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar

Nereye gideceğini yitirmiş yol, uçurum, dağ, bayır, çöl

Bir kuşun kanadından çıkan kav

Bir kibritin ömrünün bir tek sigarayla sınırlı olması

- Alkol, kendileri seni seviyorlar

Her el titremesinin bir fotoğrafını çekmeli

Yanık masa örtülerinin, kırık bardakların

Günışığında her şeyin, her şeyin görünmesi

Gibi iğrenç, gibi gerçek, gibi anlamsız

 

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar

Tökezlenmiş söz, suskun türkü, rendelenmiş umut kırıntısı

Şiir...alkolik bir babadan artakalmış sarışın güz boğuntusu

Çıkılmaz buradan artık diyor bir ses, hiç değilse kapıları iyice örtün

Soğuk, yalnızlığa özenip girmesin içeri

Gibi sinsi, gibi alaycı, gibi bungun

 

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar

Kötümserlik, kusmukların çiçek kalıplarına dökülmüş hâli

Her şeyin göreceli olduğu bir dünyada iş mi bu şimdi

Değişimlerin bir türlü dönüşüme varamadığı yerlerde

Aklımı teğelliyor bir çocuk durup dururken

Gibi çılgınlığa, gibi serseriliğe, gibi ölüme

 

Sana artık Ahmet Erhan  diyorlar

Parmak damgasının mülkiyete yettiği bir çağda

Yüreğini kâğıtlara basmanın bedeli

Damarlara dolan toprak kokusunun hep ölümü çağrıştırdığı

Yaşamın konuşulan en eski lehçesi

Gibi okunmayan, gibi tozlu, gibi gülünç

 

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar

Diklendikçe kendi rüzgârından başı dönen gurur

Yürüdükçe yollardan pencerelere yükselen buhur

Çok şey görmüş geçirmişsin biliyorlar

Gibi ölüm, gibi aşk, gibi şiir

 

 
  Bugün 16 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol