HİKAYELERİ
KARDEŞ SEVGİSİ
Yağmurlu bir gece yarısıydı. Gök gürültüsünden yer gök inliyordu. Pencereden dışarıdaki sükûneti izliyordum. Caddedeki çukurluklar suyla dolup taşıyordu. O havada hiç kimseyi dışarıda düşünemiyordum. İçimden acaba dışarıda birileri varmıdır diye içimi kemirten bir düşünce geçti.
Az sonra kulağım caddenin sonundan gelen iniltiye takıldı. Birileri ağlıyordu, içim parçalandı kapıdaki şemsiyeyi alıp sokağa attım kendimi. İniltinin geldiği yere doğru yürüdüm. Gözüme dokuz yaşında gözüken; ela gözlü, zayıf, kısa saçlı bir erkek çocuğu hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Yanına yaklaştığımı hissedince büyük bir çığlık kopararak derhal yanımdan uzaklaş diye bağırdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım, bağırmasından etkilenmiştim ki geriye çekildim. Onunla konuşmak istiyordum, ama o ona bakmamı bile istemiyordu. Biraz cesaretlenerek çocuk neyin var diyebildim. Beni rahat bırak dedi. Benden korkmana gerek yok dedim. Seninle konuşmak istiyorum dedim. Eğer kafana bir şey yemek istemiyorsan yanımdan hemen uzaklaş dedi bana. İçimden bir çocuk nasıl olurda bu kadar hırçın olur dedim. Onun yanında gitmek istemiyordum. Ama onu rahatsız ediyordum. Biraz geri çekilerek eve dönmeye koyuldum. Sonra ona dönüp bak burada böyle kalırsan hastalanırsın, evin yok mu senin dedim. O eğer bana tek bir soru daha sorarsan başına iş açarsın diye bağırdı. Bu kez emin adımlarla arkama baka baka evin yolunu tuttum.
Eve varır varmaz pencereye koştum yağmur hala yağıyordu ve çocuk hala ağlıyordu. Onun bu haline içim parçalanıyordu. Kendime şaşırıyordum. Yıllarca çocuk esirgeme kurumunda yaşadım, nihayet kendi ayaklarım üzerinde duruyorum. Çocukluğumdan beri kendimi düşünmekten başkasının acısını görmediğim için herkes benden uzak durur katı ve kötü olduğumu söylerler. Şimdiki komşularım bile benimle konuşmaya cesaret edemezler.
Yağmur durmak bilmiyorcasına yağıyordu .Bütün yağmurlu gecelerde olduğu gibi,bu gecede de yalnızlığımı ve beni yalnızlığa adım adım iten geçmişimi hatırladım.Hayatımı ve kaybettiğim gecede böyle yağmur yağıyordu.
Yine tıpkı bu gece gibi yağmur yağmaktı.Bir gün olsun sarhoşluktan ayakta duramayan babam,yine sarhoştu.O sarhoşken karşısına çıkmaya üç kardeş cesaret edemezdik.Kendimi bildiğimden beri ızdırap içinde yaşamıştık.Babam hayatımızı başlamadan bitirmeye yeminliydi sanki.Küçükken hep en büyük dileğim,babamın iyi bir baba olmasıydı.O bize her ne kadar çektirdiyse de benim çocukluğumun kahramanıydı.
Hidayet Ergin
|